İçsel Konuşmaları Düzeltme Kitabı:İyi Hissetmek

 
   Psikolojide ilk öğretilen şeylerden biri; hepimizin çeşitli ruhsal rahatsızlıklara genetik ve çevre gibi etkenlerle eğilimli olduğumuz ancak bunun sınırı geçmesi durumunda teşhis konacak hale geldiğidir. Örneğin dersiniz ki benim ruh halim hiç belli olmuyor, bir hafta çok aşırı mutluyken diğer hafta yoğun bir çökkünlük yaşıyorum. Bu durumda sizin borderline eğiliminde olduğunu söyleyebiliriz. Ancak siz ancak sınırı geçmeniz durumunda borderline yani sınırda kişilik bozukluğuna sahip oluyorsunuz. Yani hepimizde bir potansiyel olduğunu söyleyebiliriz.

   Günümüzde hayat koşulları ve belki de değişen dünya nedeniyle hepimizin ortak olarak taşıdığımız bir potansiyel hastalık var: DEPRESYON. Uzun süren mutsuzluk hali ile şüphenilmeye başlanılan bu hastalığa dünyada 322 milyon insanın sahip olduğunu ve bu sayının gün geçtikçe arttığını biliyor muydunuz?


   Kendisi dünyada bu kadar yayılmış durumdayken nedenini ve niyesini tartışmak değil niyetim. Çünkü artık okuma yazma bilmeyen teyzelerimiz-amcalarımız bile 'Benim çocuğum depresyonda, psikolojisi bozuldu' diyor. Muhakkak bir kulak aşinalığı var herkeste. Doğrusu biliniyor ya da bilinmiyor orası ayrı tabi.

   Benim niyetim direk buna yönelik keşfettiğim bir ilaçtan bahsetmek. Adı: İyi Hissetmek. Dr. David Burns'e ait bu kitap, bir ilacın tam anlamıyla sayfalara dökülmüş hali. Özgüvensizlikten, öfke kontrol sorununa, kendimize yapıştırdığımız etiketlerden, duygularımızdaki dalgalanmalara depresyonun altındaki çeşitli sebeplere değiniyor kitap. Bunları yaparken de anlayacağınız gibi depresyon şudur gibi teorik bir anlatımla değil, olaylarla ve etkinliklerle dolu dolu yardımcı olmaya çalışıyor.

   Kitabı tamamen tesadüfen keşfettim ve daha sonra bahsetmek istediğim bir siteden ödünç aldım. (Şimdiden bir tık tık diyeyim de yeri olsun :)) Niyetim kitabı önce okumak, beğenirsem kitaplığımda yer açmaktı. Başlarda roman okumadığımı anlamama sebep olan o dile alıştım. Hani olur ya gazetede bir köşe yazısı okurken de bir odaklanma süreniz vardır. Hah tam o :) Sonra benden bahsediyor ya demeye başladım. Burns Depresyon Ölçeği gibi uygulamalara geldiğimde ise dersi eğlenceli hale getiren bir öğretmenle karşılaşmış gibi ilgiyle okumaya başladım. Kitabı post-it'lerle, notlar çıkararak okudum. Bittiğinde sadece 'Vay be' diyebildim.

   Kitabın benim için güzel yanları : bu alanda çalışan biri olarak donanımlı hale getirmesi, arşivime yeni teknikler katması oldu. Dil olarak bahsettiğim o alışma eşiğini atlayınca (ki kısa sürede oluyor) akıp giden bir hali var. Yazarın kendi olumsuz düşüncelerinden ve endişeli zamanlarından bahsetmesi de ayrı bir güzel olmuş. Çünkü insan böyle kitaplar okurken ister istemez karşıdakini herşeyi başarabilen ama kendisinde sorun olan bir dünya içindeymiş gibi düşüncelere girebiliyor.

   Tek beğenmediğim yanı ise : tekniklerde kağıt kalemle uğraşmayı sevmeyen kişilere zor gelebilecek teknikleri kullanmış olması. Kendi adıma teknikler bana eğlenceli geldi. Günlük yazmayı ve içgörü geliştirmeyi sevdiğim için üşenmeden yaptım. Ama yazmayı sevmeyen kişilere uğraştırıcı gelebilir.
   Bunun dışında hiçbir nokta olmadı şöyle olsaymış dediğim.

   Kitap aslında bilişsel-davranışçı terapinin de özü olan "Olumsuz otomatik düşüncelerinle egzersizler yapacak ve onları düzelteceksin ki iyi hissedebilesin" diyor. Bunu da hepimizin kolaylıkla anlayacağı güzel bir dille sakin sakin anlatıyor.

   Benim kitaplığımda yer vereceğim, size de tavsiye ettiğim bir eser oldu. Şimdiden iyi okumalar :) 

Yorumlar

  1. Ben sürekli 'iyi hissetmemiz' gerektiğini düşünmüyorum şahsi olarak. Hani zaten insanların genelinde sosyal medya ile beraber 'Herkes eğleniyor mutlu geziyor ben neden böyleyim?' düşüncesi oluşmuş durumda. Aslında insanların 'mış gibi' yaptığını fark edip ardından kabullenip sürekli mutsuz olmamak çözüm bana göre. yoksa zaten hayat bizim sürekli iyi hissetmemizi sağlayacak bir yapıda da değil. Benim düşüncelerim böyle işte ama yine de kitabı bir inceleyeceğim. Düşüncelerimi sorgulamayı severim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet şu an dediğiniz gibi bir 'mış gibi yaşamak' durumu var. Ve mutsuzluğu artırdığı da bir gerçek katılıyorum. Kitapsa sürekli iyi hissettirmeyi değil, farkında olmadan her durumda oluşturduğumuz olumsuz düşüncelerimizi düzeltmeyi vaadediyor. Bu yolla da iyi hissetme yolunun kendiliğinden açılacağını belirtiyor.
      Sürekli olmasa da ara sıra gelen o iyi hissetme hissinin sıklığını artırmak için denemeye değer bence :)

      Sil
  2. Herkese merhaba, ben aranızda çok yeniyim...sayfamı ziyaret edip takipçim olarak ve yorumlarınızla beni desteklerseniz çok mutlu olurum....herkese kucak dolusu sevgilerimi gönderiyorum....

    YanıtlaSil
  3. Merhaba ziyarete geldim, sizi de beklerim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba hoşgeldiniz :) tabiki gelirim :)

      Sil

Yorum Gönder

Klavyeye değen parmaklarınıza sağlık :)